24 Nisan 2011 Pazar

Eski Açık Messi Desene Desene Desene…


UYARI!!!

Bu yazıda okuyacağınız kişiler tamamen gerçek olup olaylar ise tamamen hayal ürünüdür.


İtalya’dan sonra durağım sırasıyla Hollanda ve Yunanistan olacakken ufak çapta bir sakatlık geçirip tedavi olmak için Barcelona geri döndüm. Doğal olarak Ajax ve Panathinaikos’a oynamadan proje tamamlamak için Türkiye’nin Galatasaray’ın yolunu tutmam gerekti. Sakatlık döneminde beni neler bekliyor diye Türkiye ve Galatasaray’ı daha çok araştırma fırsatım oldu. Takımda adını söylemeyeceğim kimse yoktu en güzel haber benim için buydu. Gitmeden önce Rijkaard’ı aradım daha fazla bilgi vermesin için. Dediği tek şey Haldun’undan uzak durmam gerektiğiydi. “Ne olduğunu anlamadan imzayı basıverirsin” demişti. Bu gizemli adamı araştırınca Rijkaard’a hak vermemek elde değildi. Google translate sayesinde yazılanlara inanamadım. Adam Adriana Lima’yı bile transfer edebilecek güçteymiş. Adam resmen Star Wars’daki “jedi” gibi bir şeymiş. Benle 1-2 saat konuşsa Galatasaray’a transfer olabilirmişim herkes bu konuda hemfikirdi. Ya beni de transfer ederse diye ufaktan tırsmaya başladım. Hipnoz falan mı yapıyor ne yapıyor diye günlerce gücünü düşünüp durdum. Bir de Galatasaray atasözü bu sanırım “Galatasaray’da transfer bitmez. Transfer sezonu 12 ay açıktır “ söylemi her yerde karşıma çıkıyordu. Transfer olmam sanki an meselesi gibiydi.

Bir sürü soru işaretiyle Atatürk Havalimanına doğru inerken uçakta tanrıya sadece Haldun’u benden uzak tutması için yalvarıyordum. Resimlerini bulup çıktısını bile almıştım yanıma. Adamın kod adı 007 Haldun’du ve nerde görsem artık tanırdım onu. Tanrım ben Futbolcuyum ama kendimi CIA Ajanı gibi hissediyordum. Karşımda da sanki FBI Ajanı var birbirimizi yakalamak için bir oyun oynayacaktık sanki. O kadar çok kaptırmıştım ki bu oyuna belki kılık değiştirir diye uçakta ki herkesi 10 dakika boyunca incelemiştim.

Havaalanına indiğimde bazı sesler duymaya başladım. Ben yürüdükçe sesler artıyordu. Sanki stadyumdaymışım gibi adım taraftarlarca söyleniyor gibiydi. Lionel Messi Lionel Messi Oley Oley Oley nidaları sanki havaalanında yankılanıyordu. Herhalde gaipten ses duyuyorum özledim taraftarları diye kendimle konuşurken kapının açılıp bütün İstanbul’u karşımda görünce ne yapacağımı şaşırdım. Gerisin geri kapının diğer tarafına doğru kendimi zor attım. Bu kadar kişi içinde 007 Haldun varsa ben nasıl tanıyacaktım ki onu diye kendimle konuşuyordum. Bir anda bir sesle irkildim. Sanki Godfather filmindeki Marlon Brando bana sesleniyor gibiydi; Welcome to Turkey Welcome to Galatasaray diye bana doğru yürüyen kişi GS başkanı Polat’tan başkası değildi. Sanki titre ve kendine gel evlat demiş gibiydi ve yapmazsam beni cezalandıracak gibiydi. Arkasında ise bütün yönetim kurulu onu takip ediyordu. Ben korkularımı susturmaya çalışırken,“Herkes çok heyecanlandı ve seni görmek için buraya akın etti artık bu bir gelenek haline geldi bizde korkma şimdi çıkartacağız seni buradan diyerek konuşmaya başladı.. Bir yandan da ne kadar mutlu olduğunu bu dönemde ilaç gibi geldiğim konusunda bana teşekkür ediyordu.Bense kendim dahil her şeyi unutmuş gibiydim. Hiç bir şeye karşılık bile veremeden öylece aval aval bakıyordum.

Havaalanından o kalabalık içine girmemle herkesi kaybetmem bir oldu. Korkma demekle olmuyordu bu işler işte! Bir sürü insan bana dokunmak, bir şeyler vermek için birbirlerini ezerken bir sürü kamera gazeteci de flaşları patlatıp garip garip sorularını peşi sıra soruyorlardı. Davul zurna eşliğinde dans eden insanlar bile vardı. Güvenlik görevlileri, polisler etten duvar örmüşlerdi ama nafileydi.. Gözlerimi kapadığımda yarın çıkacak olan gazetelerde ölüm ilanımı ve büyük puntolarla atılmış manşetleri hayal edebiliyordum; Ölümü Bile Görkemliydi.

Nasıl oldu bilmiyorum ama bir anda bir arabanın içinde buldum kendimi. Oh nihayet kurtuldum diyerek teşekkür etmek için kafamı çevirdiğimde korktuğum başıma gelmişti 007 Haldun karşımda dururken cool bir sesle “bende seni bekliyordum “ dedi…

2 yorum: