24 Şubat 2011 Perşembe

Lionel Messi Söylüyor : Veni Vidi Vici


UYARI!!!
Bu yazıda okuyacağınız kişiler tamamen gerçek olup olaylar ise tamamen hayal ürünüdür.

Nihayet Fransa’dan ayrılma vakti gelmişti. Zor bir dönemi ve hayatım boyunca unutamayacağım anıları bavuluma tıkıştırıp İtalya’nın yolunu tuttum. Uzun yıllar İspanya’da yaşadığım için İtalyan kültürüne daha kolay alışacağımı düşünüyordum. İtalya’ya giderken Pep’i aradım. Havadan sudan konuştuk bana çaktırmak istemiyordu ama sesi kaygılı geliyordu. Kim bilir neler yaşıyordum ve Barcelona’ya gittiğimde onu nasıl bir Messi karşılayacaktı eminim aklından bunlar geçiyordu. Sürekli bana yaşadıklarımın tadını çıkarmamı ve hiçbir şeyi dert etmemem gerektiği söyledi. Bilse şu ana kadar yaşadıklarımla 3 fasiküllük ansiklopedi yazılacağını. Bende ona beni merak etmemesi iyi vakit geçirdiğimi söyledim. Baba-oğul konuşması yapıyor gibiydi. Baba oğlu üzülmesin diye oğul baba üzülmesin diye mutluluk oyunu oynuyorduk birbirimize.

Malpensa Havaalanına indiğim zaman Silvio Berlusconi yüzüne yayılmış kocaman bir gülümsemeyle beni bekliyordu. Etrafıma baktım kulüp çalışanı başka hiç kimse yoktu. Ve birden ortalığı başlarında kocaman tüyleri, dans kıyafetleriyle melez sambacı kızlar aldı. Çalan müzikle beraber kıvrak hareketlerle dans ediyorlardı. Berlusconi yanıma gelip burada yabancılık çekmeni istemiyorum ve gör bak burayı ve kadınlarını çok seveceksin dedi. Benim Brezilyalı olduğuma dair saplantısı mı vardı yoksa tango yerine samba daha mı cazip gelmişti anlam veremedim. Alkışlarla tempo tutarken bir taraftan da kızların popolarına şaplak vurup bravo bravo diyip gülüyordu. O an o dakikaların çabuk bitmesini istedim kenara pısıp Berlusconi’ni beklemeye koyuldum. Kızların arasında kendinden geçerken beni unutmasını normaldi. Kaç saat bekledim bilmiyorum ama Milanello’ya doğru hareket ederken arabada yorgunluktan uyuyakalmışım. Tesislere vardığımızda Allegri ve futbolcular sabah antrenmanını bitirmişler sohbet ediyorlardı. Beni gören Allegri'ni çok şaşırdı biz seni yarın bekliyorduk diyince Berlusconi size sürpriz yapmak istediğim için doğru zamanı söylemedim dedi. Sonra Kulağıma eğilip eğer bugün geleceğini bilseler o dans Show’dan mahkum kalırdın delikanlı o yüzden küçük bir oyun oynadım dedi. Off kızlar ne kadar güzellerdi değil mi diye de iç geçirdi giderken. Futbolcularla konuşurken bir anda sanki İtalyan ordusu Milanello’yu bastı zannettim. Bütün korumalar etrafımda etten duvar ördüler. Bana Marodana’nın veliahdı gözüyle bakan Napoli taraftarı tesislerin önüne gelip” Messi’yi bize Verin” “Ya bizimsin Ya Bizim” diye bağırıp beni kaçırmakla tehdit ediyorlardı. Resmen kulüpte esir alınmıştım hiçbir yere çıkamazdım bu durumda. Gattuso bana bırakın ben dağıtırım diye naralar attıkça korumaların çoğu onu sakinleştirmek için onu tutmanın yollarını arıyolardı. Anlaşılmıştı kulüpten dışarı çıkamayacaktım ve burada kalmak zorunda kalacaktım. Odam ayarlanıp yukarı çıktığımda pencereden dışarı baktım gizlice. Napoli taraftarı büyükçe bir ateş yakıp adıma yazdıkları şarkıları söylüyorlardı. Bütün gece uyumak için debelenip durdum ama yaptığım her şey nafileydi. Vazgeçmek onların lugatında yoktu.

Günler birer birer geçerken bir gün kulüp binasından Inter başkanı Moratti elinde bir sürü kağıtla yanıma geldi. Hadi at şuraya imzanı da bitsin bu iş diye başımın etini yedi. Ben hayır dedikçe o çılgına dönüyor mukaveleye sıfırlar ekleyip duruyordu. Gerçekten mafya ülkesiydi bu İtalya kaçırılma tehditleri, transfer olayları topuğuma sıkılması an meselesiydi sanki. En sonunda dayanamayıp Beslusconi’nin kapısını çalıp Moratti’yi kulübe almamasını rica ettim. Başkan sanki yaşadıklarım da hiçbir şey yokmuş gibi sen onu bunu bırak çok uslu çocuğa benziyorsun hayat bir top peşinde geçer mi böyle, biraz zevk almasını bil bu yüzden bu akşam seni Milano’nun en güzel barına götürüp ufkunu açacağım. Bana minnet duyacaksın, Kadınlar ah Kadınlar dedi. Baktım başkandan da hayır yok kös kös odamın yolunu tuttum… Koskoca ülkede can güvenliğim yoktu. Delirmemek için dua etmekten başka bir çarem de yoktu.

İtalya’dan ayrılmama bir gün vardı sabah kalktığımda. Akşam Inter ile oynayıp yarın bu kabustan kurtulacaktım. İtalya’da gördüğüm tek yerin Milanello olması ve en çok gördüğüm kişinin kulübün aşçısı olması da çok güzel olmuştu! Pisa Kulesinin gerçekten eğik olup olmadığını bile görememiştim halbuki küçükken en merak ettiğim şeydi. Bavullarımı hazırlarken kapım çalındı. İçeriye yaşlı Kurt Seedorf girdi. Hoşbeş muhabbetten sonra 10 numara forma benim sakın almayı deneme bile dedi. Kimler kimler istedi ama 10 benim akıllı ol diyip kapıyı vurup gitti. Birazdan da Gatuso gelip beni boğacak ve kabusum bitecek diye düşündüm. Bir sürü şey yaşamıştım ama Gattuso’dan korktuğum kadar şu ülkede kimseden korkmamıştım. Psikopat herifin tekiydi. Ben bunları düşünürken kapım ikinci kez çalındı. Bugün kabul günüm olsa gerekti. Zincirini koparan soluğu odamda alıyordu. Gelen Patoydu. Sıkıntılı olduğu her halinden belliydi. Allegri'ni senle konuşmamı istedi, Ronaldo, Kaka, İbra, Ronaldinho, Robinho hepsi birer yıldız ve hepsiyle oynadım ama gördüğün gibi hiçbir şey olmadı. Sence ne yapmalıyım belki seninle oynarsam bir şeyler değişir ne dersin diye sordu. Zavallı çocuk Milanello huzurevindeki tek genç olmanın günahını çekiyordu besbelli.

San Siro’ya doğru yola çıktığımda sanki ilk defa dünyayla tanışan bebek gibi aval aval etrafıma bakıyordum. Pisa Kulesi nerde beni oraya götürün diye nerdeyse ağlayacaktım.Stada adım atar atmaz Fossa dei Leoni o gün benim için San Siro’da Curva Sud’da yerlerini almıştı. Isınmak için sahaya çıktığımızda Snejider ,Eto’o,Maicon ile sohbete başladık.Herkes İtalya’da nasıl zaman geçirdiğimi merak ediyordu. Ne anlatabilirdim ki Kulubun mimarisi ya da yemekleri cazip gelir miydi anlatsam. Neyse ki hakem imdadıma yetişti. Allegri'ni herkesin aksine beni ilk 11’de sahaya sürdü. Düdükle beraber karşımdaki İbra’yla santra vuruşunu yaptık. Ne olduysa o an oldu. Tribünde saklanan Napoli taraftarları bir yolunu bulup sahaya inmeyi başarmışlardı. Bir tanesinin elinde çuval bir tanesinin elinde eter diğerinde pamuk peşimden koşuyorlar Yeni Maradona diye bağırıyorlardı. Son hatırladığım Gattuso’nun kolundaki”respect “ yazısı ve “akıllı olun ulan” diyen bağırışlarıydı…














Hiç yorum yok:

Yorum Gönder