23 Mayıs 2011 Pazartesi

Basın Yalan Yazıyor MESSİ Gol Atmayınca....

Bu yazıda okuyacağınız kişiler tamamen gerçek olup olaylar ise tamamen hayal ürünüdür.


Arda’nın elinden güç bela kurtuldum. İlla da kesicem diyip peşimden koşarken , Ayhan başta olmak üzere diğerleri de Allahu Ekber sesleriyle Arda’ya gaz veriyordu. Florya’da ki günlerim çok hareketliydi. Her gün bir gerilim , her gün eğlence beni bekliyordu. Bu durumdan şikâyetçi değildim laf aramızda eğleniyordum da.


Fenerbahçe maçına çok az kalmıştı bütün bir ülke bu maça konsantre olmuş maç gününü bekliyordu. Ben antrenmanlarda topu ayağımda çok tuttum diye kadro dışı bırakılmıştım. Barcelona’dan beri hayatımda hiç alışık olmadığım şeyler başıma geliyordu. Ligin bazı haftaları dinlendirilmek amaçlı yedek kulübesinde oturmuşluğum vardı ama kadro dışı ilk kez bırakılıyordum. Neden sorusunu sordukça hiçbir şey mantıklı gelmiyordu. Bende sanki annesi dışarıda top oynamasına izin vermeyip pencereden sokakta top oynayan çocuklara imrenerek bakan çocuk gibiydim. Sonra her şey yine bir anda değişti ve ben bir anda kadroya dahil oldum. İstanbul’da ki hayatım bir film gibiydi, biri bana oynamam için bir senaryo yazmış ve kumanda elinde tuşlara basarak yön veriyordu bir tek reklamları eksikti.

Fenerbahçe maçı öncesi Galatasaray benim için bir basın toplantısı düzenledi. İnsanlara Galatasaray’ı, Barcelonayı, kendimi, ülke futbolunu anlatmak için bütün gazeteciler davet edilmişti. Turgay Vardar Basın Odasına gidince bütün Türkiye ordaymış gibi geldi gözüme. Ne kadar çok gazeteci vardı. İngilizce bilmesem adının “can you make some comments “ olduğunu düşündüğüm Mert sempatik tavırlarıyla etrafa gülücük dağıtıyor, baktığımız zaman diye karşılık verip duruyordu. Kameramanlar iyi görüntü almak, muhabirler ise mikrofonlarını kayıt cihazlarını en iyi yere koymak için birbirleriyle 3. Dünya Savaşını veriyorlardı. Böyle bir hengâme olunca yarım saatlik bir rötarla başlayabildik basın toplantısına. İlk soru futbol muhabirinden çok Hollywood aktörlerine benzemeye çalışan birinden geldi. “ Boyun kısa olduğu için taç atışlarını iyi kullanabilirsin ancak seni hiç taç atışı yaparken görmüyoruz acaba diğer arkadaşlarına ayıp olmuyor mu? Bizim burada Brezilya çetesi varken sizin orda Katalan çetesi var mı? Seni dışlıyorlar mı? Arda’yı buraya gelmeden önce tanıyor muydun? PS oynarken onu takımına alıyor muydun diye yöneltti sorusunu. Cevabımı beklemeden içine hindi kaçmış gibi gülen fularlı yaşı 70’lerde bir amca sözü aldı. “Pep’in korkak bir teknik direktör olduğunu söyleyebilir miyiz? Ben David Villa dışında başka bir forvetle ilk on bir başladığını hiç görmedim. Bir forvetle hücum futbolu oynandığı nerde görülmüş. Açıklıyorum buradan Pep Korkak diye bağırdı. Hemen arkasından ilginç saç stili yeşil kahin gözleriyle “bence gerçekten çok iyi futbolcusun ben de bir zamanlar futbolcuydum ama sakatlıklardan çok çektiğim için bütün dünya beni izleyemedi, izleselerdi şu an beni senle kıyaslarlardı emin ol. Evet, bende şunu söylemek istiyorum ki çok iyi olabilirsin ama bir Alex değilsin dedi. Sonra salonun uzaklarında oturan gür sesli biri var gücüyle bağırdı “adamsan Barcelona’yı şampiyon yaparsın” bak adam değilsen demedim adamsan dedim diye de noktayı koydu. Hemen yanından “ hişttt hocam ayıp oluyor ama pozisyon ofsayt mı değil mi oynatsın bakalım Uğur hep beraber karar verelim ona göre küfrümüzü tersten mi düzden mi edeceğimize karar verelim diye cevapladı. Hemen ön sıralardan birinde oturan biri ise “ Yabancı hayranlığın var mı senin bence yerli futbolcu her zaman daha farklıdır yabancılar gibi değildir barça bence eski barça değil Biz uefa’yı kazandığımızda daha güçlüydünüz siz “ diye konuşmasına devam edecekken , “ yanæ şimdi arkadaşım ben biraz disiplinli olsam atlarla kızlarla vakit geçirmesem bu Messi’den iyi olur muydum olmaz mıydım sol ayağım şimdi bakıyorum benim diyen şu Messi’de bile yok “ diye ağzında sakız var edasıyla konuşan biri söze girdi. Noel Baba’nın sanki Türkiye şubesi olan biri de büyük bir heyecanla “ kolektif futbol ve bloklar arasındaki bağlantılarla kurulan 45 derece açılardan oluşan pas trafiğinizi 56 dereceye kaydırsanız korkunç bir şey olmaz mı diye sordu.


Anlamadığım sorulardan başım döndü , evet filmim kaldığı yerden devam ediyordu .Herkes bir şeyler soruyordu ama cevap beklemiyordu. Zaten soruları anlamıyordum ki uygun cevabı vereyim. Ah şu senaristi şu kumandayı bir bulsam diyip “kendine gel oğlum yok öyle kumanda” diyip kafayı yemeye başlamadan önce Mert’in kulağına eğilip “ tamam bitirelim bu kadar yeter” dedim. Mert sanki beni anlamamış gibi “ evet arkadaşlar son sorularınızı alıyım” derken benim gözlerim çoktan yuvalarından çıkmıştı.


Ve bir anda Bir TV programının kel sunucusu “ Messi ile şok kasetler elimize biraz önce ulaştı sayın seyirciler Messi’yi hiç böyle görmediniz az sonra “ diyip benimle beraber reklama girdi…

4 yorum:

  1. Yine çok iyi.Mert Çetin'in isim olayına çok güldüm. :)Messi gelirse bir gün (hayal tabi) böyle yorumlamalardan bazıları olurdu bence.

    YanıtlaSil
  2. Bence FB medyası varlığı nedeniyle daha ekstrem şeyler olurdu. Alex'in Messi'den daha iyi olduğunu yazarlardı; istatistiklere bakarak! Gerçek bu olurdu maalesef onlara göre :)

    Şereffsiz Türk medyası! Ağlattınız lan adamı!!

    YanıtlaSil
  3. Doğru! Onu bile yaparlardı...

    YanıtlaSil
  4. Aticim yalnız Florya'ya Fenerbahçeli Gazetecilere buyrun başköşeye diyemezdim gönlüm razı gelmez bu kadarıyla idar et artık:)

    YanıtlaSil