11 Ağustos 2010 Çarşamba

Mühr-ü Fatih


"Ya Ben İstanbul'u Alırım Ya Da İstanbul Beni "

Okuma yazmayı öğrendiğimiz tahta sıralarda bize öğretilen yegane tarih bilgisi binlerce ordulara karşı yüzlerce kişinin vermiş olduğu mücadele karşısında aldıkları zaferlerdir.Sanki göz açıp kapayana kadar süren savaşlar,barışlar vardır hep.Masal kahramanları gibi özellikleri olan askerler, komutanlar, ilahi özelikteki padişahlar ,krallar bir göz oynatışıyla bütün dünyayı oynatırlar hep okuğumuz kitaplarda...Masal gibi gelen hikayelerdeki tarihde , kişilerin yaptıkları da çok kolay gelir gözümüze... Tıpkı İstanbul'un Fethi gibi, Fatih gibi...

Osmanlı Tarihi ile ilgili ne zaman birşey okusam en şaşırdığım kişidir;Fatih Sultan Mehmet.Yaptıkları,kararları,kişiliği diğerlerine göre sanki bir adım önde gelir bana.Tıpkı İstanbul'un orta yerine attığı mührü gibi...


Çoğu İstanbullunun hergün önünden geçtiği ama farkedemediği ya da bilmediği mührü; Rumelihisarı diğer bir adıyla Boğazkesen...
Kuşbakısı bakıldığında küfi yazıyla Mehmet ismi hergün selamlar Yedi Tepeli Şehri...

İstanbul'u fethedemeseydi,bu topraklar herkimin olsaydı bile Fatih demiş "İstanbul Benimdir" diye...



3 yorum:

  1. Nasıl Alexander the Great varsa, bizim de Great Solomon'umuz vardı. :)

    YanıtlaSil
  2. Bir şehre imzasını atan tek liderdir.
    Hatta Rumeli Hisarı'nın yapımında bizzat Fatih de çalışmıştır. Bir padişahın, işçi gibi bir hisarın yapımında çalışması birçok kişiye garip gelir elbette.. Oysa nunun çok geçerli bir nedeni vardır: İmza, ancak sahibinin elinden çıkarsa geçerli olur!

    YanıtlaSil
  3. Rumeli hisarında Mehmet değil Muhammed yazar.
    Zaten Mehmet ismi de Muhammed' in Türkçesidir.

    Fetihte en büyük amaç da Allah resulünün cennet müjdesine nail olmaktır, zaten bu amaçla savaşan bir orduya kim karşı koyabilir ki...

    YanıtlaSil