11 Ağustos 2010 Çarşamba

Siyah ve Beyazı Yaşayanlar





Kadınlar...
Şehirler...

Kadınlarda yaşadıkları şehirlere benzer o şehrin dertlerini , sevinçlerini kendilerine göre harmanlayıp sunar kendini insanoğluna. Bir mıknatıs gibidir sanki şehir, kadın ne kadar mutsuz olsada ne kadar şikayet etsede kapıyı vurup çekip gidemez,küsemez eksi kutbuna... Aslında yaşanan bir nevi esarettir,seni terkedeceğim ,gidiceğim diye tehditler savursada kurtulamaz bir türlü ikna edemez şehrini... sarmalanmış, kanına girilmiştir bir kere...
Tiryakiliktir ,müptelalılıktır.
O  şehir kadınındır, kadın da şehirin... 
Her esaretin gibi bunun da bedelini ödemeke yükümlüdür kadın  kimi kez aldanışlarla,kimi kez yalnızlıklarla,kimi kez yalanlarla...

Zaman kendini değiştirdiği gibi kadına da  değdirmiş asasını demiş
"değiş değişe bildiğin kadar ben akarken su gibi sen kalamazsın durduğun gibi"... Kadın ne kadar dirense de şehri gibi sonunda vazgeçmiş atmış zamanın koynuna kendini başlamış değişmeye, dönüşmeye... Değiştikçe dar gelmiş şehri,hep daha büyük daha şaşalı olan şehrin ışıkları cezbetmiş onu , bir kendine bakmış bir de  "o şehrin" kadınına ondan "neyim eksik" diye aynada izler bulmuş kendini, kendi şehrinin loş ışıklarına kabahat bulmuş , o şehrin kadını olmak için ne olacağını bilmeden , neler beklediğini bilmeden valizine tıkıştırdığı gibi ışıklı hayallerini, arzularını, hırslarını düşmüş yollara ...
İşte böyle bir masal gibi başlamış Metropol Kadının Hayatı...

Yüksek topuklarıyla girdiği yüksek katlı plazalarda yüksek mevkiler için kimi kez zamanı,kimi kez çevresini coğu kez de kendini unutmuş metropol kadını...Esareti yine paçasını bırakmamış ,hırsları yerine kendini kelepçelemiş, gem vurmus duygularına...Yapmam dediklerini yapar ,eskiden beğendiği şeyleri beğenmez olmuş... Kendini düşündükçe diğer zamirleri çıkarır olmuş hayatından sen , o yerini hep "ben" almış lugatında.Şehri gibi oda herşeyi  sahiplenmiş  büyük bir gururla söyler olmuş elinde tuttuklarını "bunlar benim" diyerek...

Gündüz böyleyken kendi kabuğunda başka bir masal yaşamış metropol kadını geceleri tıpkı aydınlık ve karanlık , siyah ve beyaz gibi....


2 yorum:

  1. hadi devamı gelsin hemen. sanki falıma bakarmışsın gibi sanki neden böyle olduğumu geleceğemi, 3 vakte kadar nereere savrulacağımı anlatıyormuşsun gibi. aydınlıkta giydiğim yüksek ökçeli ayakkabılarımı çıkarmış elimde siyah geceme yürürken beni bekleyen tüm belirsizlikleri belirleyebilecekmişsin gibi...hadi yine yaz yine yaz zuzu yine yaz

    YanıtlaSil
  2. ilgiyle bekliyoruz devamını...

    YanıtlaSil