29 Ağustos 2010 Pazar

Küçük Kağıt Parçaları


Küçükken gelen kağıt parçalarıydı. Sadece bakardım , sonrada bir yere koyardım hiç önemsemeden. Tanımıyordum nasıl olsa beni ilgilendirmiyordu. Yıllar geçerken savruk savruk, büyüdüğümü de o kağıt parçalarıyla anladım. Eskiden annemin babamın adı yazarken şimdi beni adım yazmaya başlamıştı  zarflarda.. Bu sefer önemsememek,ilgilenmemek olmazdı. Hiç de aşikar olmayan duygularla tanıştırdı bu kağıt parçaları beni benle. Bir gün açtığımda zarfların birini, küçükken ip oynadığım, bir diğerinde tahta sıraları paylaştığım, bir diğerinde finalleri beraber çalıştıgım arkadaşlarım dostlarımın ismi karşılıyordu beni. Çoğu kez acıyı,hüznü, mutluluğu paylaştık ama bu benzemiyor daha önce paylaştıklarımıza diyorlardı. Bu kez " en mutlu" günümü paylaşıcaz diyorlardı. Diğerleri  belki unutulmuş, tozlu hafızalarda tozunun alınmasını bekleyen anılar kalırken , şimdi her zaman hatırlayacağımız "günü"me gel ve tanık diyorlardı. Yıllar önce  hayallerimizde  konuştuğumuz , uzak diyerek ertelediklerimizin  gerçek olma vakti diyorlardı.

Bu sene bu kağıt parçaları hayatımında  önemli bir yer edindi. Adı bile değişti. Onlar artık "davetiye" olmuştu aniden. Bu sene başladı bekar arkadaşlarımın beni terkedişleri ama görünen o ki bitecek gibi değil. Ama bu sefer kızamıyor , gönül koyamıyor, çaresizlik yaşamaıyor bu ayrılıklarda yüreğim. Aksine hep "sonuna kadar mutluluk, beraberlik" ile başlayan temenniler sıralanıyor kalbimden ve dilimden... Bu sefer üzüntüden değil , mutluluktan dökülüyor gözyaşlarım... Hem de hiç aldırış etmeden insanlara, utanmadan , sıkılmadan

Onlar "evet" derken hayatın bundan sonraki kısmına bense  göklere bakıp  bana düşecek elmanın zamanını bekliyorum bu aralar...

1 yorum: